Anayasa Mahkemesinin İptal Kararının Akaryakıt Sektörüne Etkisi

      14/11/2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 28.09.2023 tarih ve E.2023/35 K.2023/163 sayılı kararı ile, akaryakıt istasyonlarının sahte belge düzenleme ve kullanma fiillerinden dolayı kapatılması ve lisansın geçici olarak durdurulmasına ilişkin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 20/g maddesi düzenlemesi iptal edilmiştir.

      5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunun 20/g. maddesi özetle şu düzenlemleri içermekteydi;

      213 sayılı Vergi Usul Kanununun (VUK) 359. maddesinin

      *a-fıkrasındaki muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma,

      *b- fıkrasındaki sahte belge düzenleme veya kullanma,

    *ç- fıkrasındaki ödeme kaydedici cihaz, donanım ve sistemlere müdahale edilmesi suçunu işleyenler hakkında Vergi Müfettişlerince Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmasının yanı sıra Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna da (EPDK) bildirimde bulunulması üzerine, EPDK bu bildirime istinaden söz konusu akaryakıt dağıtım firmalarının ve benzin istasyonlarının faaliyetlerini kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurur ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez. Kesinleşmiş mahkeme kararına göre lisans sahiplerinin lisansı iptal edilir.

      İşte Anayasa Mahkemesi yukarıda belirtilen iptal kararı ile 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunun 20/g. maddesinin;

     *‘’…..Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur’’ hükmünü oy çokluğuyla,

     * ‘’ … ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez’’ hükmünü ise oy birliğiyle iptal etmiştir.

      İptal kararının gerekçesine baktığımızda Anayasa Mahkemesi, Petrol Piyasası Kanunun 20/g. maddesinin ‘’lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur’’ hükmünün Anayasının 48. Maddesi ile güvence altına alınmış olan ‘’teşebbüs özgürlüne’’ bir sınırlama getirdiği, temel hak ve özgürlükler arasında yer alan teşebbüs özgürlğünün bu şekilde sınırlanmasının ise  Anayasanın 13. ve 2. Maddelerine aykırılık teşkil ettiği değerlendirmesini yapmıştır. 

      Anayasa Mahkemesi, Petrol Piyasası Kanunun 20/g. maddesinin ‘’ … ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez’’ hükmünü ise, yukarıda açıklanan iptal kararı nedeniyle bu hükmün uygulanmasının imkanının kalmayacak olması nedeniyle iptal etmiştir.

      Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği hükümler akaryakıt sektöründeki mükellefler açısından, mükelleflerin işlediği iddia edilen suç fillerine göre çok ağır ve orantısız sonuçlar doğurmaktaydı. Nitekim iptale konu hükümlerin Anayasa aykırı olduğu iddiasıyla yüksek mahkemeye başvuranların, akaryakıt sektöründeki mükelleflerce bu konuda idare aleyhine açılmış davalara bakan mahkemeler olması, bu durumu teyit etmektedir. Bu açıdan bakıldığında yüksek mahkemenin iptal kararının yerinde olduğunu söylemek mümkündür.

      Anayasamızın 153. Maddesinde Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği hüküm altına alınmış olduğundan, haklarında Petrol Piyasası Kanununun 20/g. maddesi uyarınca işlem tesis edilmiş mükellefler açısından söz konusu iptal kararının herhangi bir etkisi olmayacaktır.

      Anayasa Mahkemesinin kararında, söz konusu iptal kararının dokuz ay sonra yürürlüğe gireceği belirtilmektedir. Anayasa Mahkemesi böylece, ilgili idari makamlara ve yasama organına konuya ilişkin gerekli yeni yasal düzenlemeleri yapmaları için zımnen ‘’süre vermiştir’’.

      Şahsi kanaatimiz, konuya ilişkin yapılacak yeni düzenleme ile;

     -Haklarında 213. Sayılı Vergi Usül Kanununun 359. Maddesindeki (kısaca) sahte belge kullanma, sahte belge düzenleme ve ödeme kaydedeci cihazlara müdahale fiileri yönünden vergi incelemesi başlatılan dağıtım firmaları ile akaryakıt istasyonlarının söz konusu vergi incelemesi ve devamında yargılama sonuçlanıncaya kadar lisanlarını ve tesislerini başka bir mükellefe devretmesine izin verilmemesi,

    -Yapılan Vergi İncelemesi neticesinde söz konusu fiileri işledikleri gerekçesiyle haklarında Cumhuriyet Bşsavcılığına suç duyurusunda bulunulan ve suç duyurusu Cumhuriyet Başsavcılıklarınca da yerinde görülerek haklarında dava açılan mükelleflerin yargılama süresince faaliyetlerine devam etmelerinin teminat şartına bağlanması,

      -Yapılan yargılama neticesinde, söz konusu fiilleri işledikleri mahkeme kararıyla kesinleşen mükelleflerin lisanslarının iptal edilmesi;

      Gerek kamu otoritesinin vergi kayıp kaçağı ile mücadelesi gerekse de mükelleflerin haklarının korunarak mükellefler açısından telafisi güç ve imkânsız sonuçların çıkmasının önüne geçilmesi açısında yerinde olacaktır.

       Sağlıklı ve huzurlu günler dilerim…

 

 

                                                                                                                      Musa ÜNAL

                                                                                                               Yeminli Mali Müşavir